3) MADDE BAĞIMLILIĞI

Yayin Tarihi 15 Şubat, 2007 
Kategori SOSYAL

 

Lütfen Çocuklarımızla ilgilenelim… Türk Milletinin en büyük zenginlik kaynağı genç nüfusudur. Ancak ülkemizde en fazla israf, İnsan kaynaklarında olmaktadır. Hiç kimse sosyal ve ekonomik statüsüne fazla güvenmesin. Tedbirsizlik ve bilgisizlik evinizde “Uyuşturucuyu” misafir edebilir… Sağlıklı ve İmanlı bir Nesil için; Aile bağlarını güçlendirmeli, çocuklarımız ve gençlerimizle yakından ilgilenilmesi temennisi ile yazımı bilgilerinize arz ederim:

 

MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR?

 

image00119.jpg

 

İnsanın davranışlarında, düşüncelerinde, duygularında anormal değişiklik yaparak anti sosyal kişiliğe büründüren tabii ve sentetik maddelere UYUŞTURUCU  MADDE  denir.

Bu maddeleri kullananlara  “MADDE  BAĞIMLISI”, Hastalığa ise  “MADDE  BAĞIMLILIĞI” denir.

 

A) MADDELER  NELERDİR?

Bağımlılık yapan maddeler çoktur. Bunlardan en fazla yaygın olanlar :

1- Tabii Maddeler: Tütün, esrar, alkol ve çiğnen otlar…

2- Sentetik Maddeler: Eroin, tiner, bali ve  petrol türevleri ile bazı haplar…

3- Uyarıcı  Maddeler: Kokain, ecstasy, kafein…

 

B) MADDE  BAĞIMLILIĞININ  NEDENLERİ  NELERDİR?

1- AİLE: Madde bağımlısı çocukların ailelerinde genelde aşağıdaki nedenler görülmektedir. Bu nedenler çocukları madde bağımlısı yapabilir.

 

— Ailenin eğitimsizliği ve parçalanmış olması.

— Aile içi şiddet.

— Anne ve Babanın kötü alışkanlıklarının olması.

— Anne ve Babanın çocuklara karşı ilgisizliği.

— Okul eğitiminin ihmal ettirilerek, çocuğun para kazanması için sokağa gönderilmesi.

— Aile içinde çocuklara karşı güvensizlik.

— Çocukların duygusal ihtiyaçlarını, para ve eşya ile karşılamaya çalışmak.

— Çocukların “Kendi kendine yeterli” olmasını engellemek. Sorumluluk vermemek. Aşırı korumacılık.    

— Çocukların arkadaşlarını önemsememek.

 

2- ARKADAŞ: Çocuklar madde kullanmaya genelde arkadaşlarının teklifi ve ısrarı ile başlar.

 

— Aile içi nedenler çocuğa, evinin dışında huzur-güven-sevgi ve başarıyı aratır.

— Arkadaşın “Bir kereden, bir şey olmaz. Hoşuna gitmezse bırakırsın”  veya “Dertlerini unutmak ve mutlu olmak istiyor musun?” teklifi ile başlar.

— Hiçbir baskı olmadan arkadaşına özentiden veya meraktan başlar.

— Hoşuna giden bir gençlik/çocuk grubunun, içinde olmak için başlar.

— Çocuğun fiziksel konumundan yararlanmak için, gayri meşru kişilerce istismar edilerek maddeye alıştırılır. Çocuk uydu haline getirilir.

 

 

3- EĞİTİM: Aile ve arkadaş etkilerinin temelinde çarpık eğitim vardır.

 

— Çocuğun İnsani, Milli ve Manevi değerlerden yoksun yetiştirilmesi. Bu ahlaki değerleri yeteri kadar alamayan çocuklar, kendine ve topluma zarar vermektedirler.

— Evde el-yüz-ayak temizliği yapmadan yatmak, pijamalarını giymeden günlük giysileri ile yatmak, genelde yer yatağında yatmak, çocuğun sokakta yaşamasına uyum sürecini kolaylaştırmaktadır.

— Anne ve babanın yattığı yerde, hep birlikte kızlı erkekli kardeşleriyle uyumaya çalışmak.

— Çocuğun okul ve iş hayatını kontrol etmemek.

— Çocuğun boş zamanlarının değerlendirilmesin de rehberlik yapmamak.

 

 

C) MADDE  BAĞIMLILIĞI  NASIL  ANLAŞILIR?

Madde kullanan  çocuklarda genelde davranış bozuklukları görülür.

 

— Gereksiz yere asabiyet, bunalım, saldırganlık, unutkanlık, çok konuşma veya suskunluk…

— Geçmişinde olmadığı kadar arkadaşlarını araması veya arkadaşları tarafından aranması…

— Evinden ve yakın çevresinden şikayetçi olması veya uzaklaşmak istemesi…

— İnsani, Milli ve Manevi değerleri önemsememe, Toplumsal kurallara karşı gelme veya güvenmeme…

— Karşılaşmış olduğu sorunları aşmak için bir gayret göstereceğine, kaçmaya çalışması, anlamsız bahaneler uydurması…

— Geleceğine dair beklentilerinden vaz geçmesi veya kendisi ile hiç uyumlu olmayan fikirler beyan etmesi…

— Çok önemli sosyal olaylara kayıtsız kalması…

— Hiçbir sebep yok iken, paraya ihtiyaç duyması ve bu davranışının süreklilik arz etmesi…

— Evden bazı eşyaların kaybolması ve bu kaybolmaların devam etmesi…

— Kendisine ait olmayan giysilerle eve gelmesi ve bu değişikliğin devam etmesi…

— Sürekli yalan söylemesi, İftira atması…

— Kesici ve yaralayıcı aletlere ilgi duyması, üzerinde taşıması…

 

 

D) NELER  YAPMALIYIZ?

Çocuğun madde bağımlısı olmaması, mücadelesi ve tedavisinde en önemli görev aileye düşmektedir.

 

— Babalar her zaman çocukları ile doğrudan iletişim kurmalı ve ilgilenmeli.

— Baba çocuğa güven vermeli.

— Aileler en kötü şartlarında bile çocukları ile ilgilenmeli.

— Çocuklar ailesine güvenince her türlü zorluğa katlanır ve sorunların çözümünde pay sahibi olurlar.

— Aile çocuğuna İnsani, Milli ve Manevi değerleri öğretmeli. Bu konularda yetersiz iseler Öğretmenden, Din Görevlilerinden ve Çocuk Polisinden yardım almalıdırlar.

— Çocuk okul ve iş yerinde ziyaret edilmeli. Öğretmenden ve Usta Öğreticiden bilgi alınmalı.

— Çocuğu milli bayram törenlerine, kütüphaneye, müzeye, tiyatroya, sinemaya, spor aktivitelerine, sergi salonlarına v.b. götürmeli.

— Çocuğun önünde sigara ve alkol gibi uyuşturucu kullanmamalıdır.

— Çocuğa karşı şiddet ve baskı uygulanmamalıdır.

— Çocukta madde bağımlılığı ile ilgili bir belirti anlaşıldığında, hemen bir Psikiyatri uzmanına müracaat etmelidir.

— Tedavi için yardım almak isteyen aileler Rehabilitasyon Merkezlerine, Sağlık Ocaklarına, Hastanelere ve Çocuk Polisine  başvurmalıdır.

— Çocuk istismara uğramış ise  Doktor raporu ile birlikte  Cumhuriyet Savcılığına başvurmalıdır.

— Madde bağımlılığı tedavisi uzun, zahmetli ve sabır ister. Tedavinin başarılı olması için çocuğun istekli olması gerekir. Çocukta isteği uyandırmak gerekir.

— Tedaviden sonra çocuğu kesinlikle eski ortamından uzaklaştırmak gerekir. Aynı arkadaş grubu ile karşılaştığında yeniden teslim olabilir.

— Madde bağımlısı çocuklarda sabır ve düşünme yetileri zaafa uğramıştır. Bundan dolayı çocuklar, sıkıştırılmadan yapacağı bireysel işlere yönlendirilmeli.

— Çocukları mümkün olduğu kadar yüzme sporu ile meşgul etmelidir. “Fiziksel Yorgunluk” ilaçtır.  

        

ÇOCUKLARINI EĞİTEMEYEN MİLLETLER, KÖLE OLMAYA MAHKUMDUR!

 

YILMAZ KARAHAN

 

Paylaş:

Yorumlar

“3) MADDE BAĞIMLILIĞI” yazisina 10 Yorum yapilmis

  1. sedat ergenç yorum tarihi 14 Kasım, 2007 23:04

    sayın müdürüm,

    yazılarını ve sitenizi takip ediyor, selam ve saygılarımı sunarken çalışmalarınızdan dolayı tebrik ediyorum.

  2. Metin YILMAZ yorum tarihi 4 Aralık, 2007 11:00

    Bölücü örgütün illegal gelir kaynaklarının başında uyuşturucdan elde edilen paranın geldiği notunu da düşelim. Bu illeti imal edenler de, pazarlayanlar da inanlık düşmanıdır!

  3. Samet Acar yorum tarihi 18 Ocak, 2008 23:19

    Madde bağımlılığı,kıredili sistemin yürürlüğe girdiği tarihten beri ortaöğretimde ve şimdide ilköğretime inmiş durumdadır.Kıredili sistemi ,ABD ‘den Anap döneminde ve sadece halkeğitimden yetişen ,örgün eğitimin nitelik ve niceliğini bilmeyen ,ülkesine bilinçli kredili sistemi sokturarak,gençlerimizi9n zamanlarını okul çevresindeki binaların bodrum katlarının kafe ve kafeterya adında gençlerin bir çok zamanıını orada geçen ,okulların fiziki yapısının adı geçen sisteme uymayan,öğretmen bulamayan bakanlık ve rahmet canına ogünün bakanı ,bugüne bıraktığı miras,gençlerde madde bağımlılığıdır.Hiç bir siyasetçi ne ogün ,ne de bugün hesap sormadılar.Bakan ,ABD’den gelen ,ABD’nin istekleri doğrultusunda neden kıredili sistemin derhal yürürlüğe girmesi tavsiyesinde bulundu?O günün bakanı neden kabul etti,bakan Türk gençlerinin bu duruma düşeceğini bildiği halde neden sistemi uygun gördü?Üstelik onbinlerce gen beş-altı kırediyle okullarından atıldı.ogençler Türkiye’de ne oldu?Araştıran soran yok…! Ağlanacak halimize gülüyoruz galiba…Acaroğlu

  4. Melike Nur DOĞAN yorum tarihi 12 Mayıs, 2008 18:37

    MERHABA;

    Bu sayfayı hazırlayanlara öncelikle teşekkür ediyorum.Ellerinize sağlık çok güzel şeyleri öne sürerek hazırlamışsınız.

    TEŞEKKÜR EDERİM!!!

  5. FikirYolu.com » Blog Arşivi » DİKKAT! TÜRK GENÇLİĞİ UYUŞTURULUYOR… yorum tarihi 17 Mayıs, 2008 02:15

    […] Türkiye’de geçen yıl düzenlenen 13 bin 687 operasyonda 31.8 ton esrar, 13.3 ton eroin, 169 kilo baz morfin, 116 kilo kokain, 7 milyon 609 bin 327 adet captagon, 1 milyon 47 bin 559 adet ecstacy ele geçirilmişti.  http://www.yenidenergenekon.com/40-dikkat-turk-gencligi-uyusturuluyor/ İLGİLİ YAZILAR : http://www.yenidenergenekon.com/25-cocuklariniz-ve-gelecegimiz-icin-bu-raporu-onemseyin/ http://www.yenidenergenekon.com/14-cocuklar-tehlikede/ http://www.yenidenergenekon.com/madde-bagimliligi/ […]

  6. hasan akgün yorum tarihi 20 Mayıs, 2008 08:46

    hepimizin bireysel sorumluluğu ve anaysal görevi ve yapması gerekenler vardır. bu suç değil vatandaşlık kanununun bir yüklemidir . madde bağımlılığında gençlere kurulan tuzakların dernekler ve ocaklarda vakıflarda karşı çalışma yapanlara karşı uyuşturucuda madde bağımlılığında misyonerlik faaliyetlerinden satanizme kadar uzanan bu çirkef karanlık yolda ! her türk vatandaşının yüklemi vardır. ırkını ve neslinizi koruyun. lütfen tümümüz görevimizi yapın yaptırın hatırlatın.

    saygılarımla

  7. EZGİ TAŞDEMİR yorum tarihi 29 Aralık, 2008 23:26

    çooooooooooook teşekür ederim çok yardımcı oldunuz bazı arkadaşlarımı kurtardım ellerinize saglık

  8. cansu demir yorum tarihi 8 Aralık, 2009 10:25

    teşekkürler bu yazıyı yazdığınız için ödevime yardımcı oldu…

  9. mustafa yağcı yorum tarihi 14 Mart, 2010 01:07

    SİGARA
    Sigara alışkanlığı: Tütünün anayurdu Amerikadır. K. Kolomb tarafından Avrupa’ya getirilmiştir. Tütün önceleri tedavi amacıyla kullanılmıştır. Sigaranın etkili maddesi nikotinin merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı ve bastırıcı etkisi vardır. Kısa bir canlılık dönemiyle birlikte zihinsel işlevlerde, çevreyle ilişkilerde, gelip geçici bir artma olur. Bunu bastırıcı etki izler. Sigara, bireyin günlük yaşamda karşılaştığı ufak engellemelerden doğan kaygıyı azaltarak bir an için onu sıkıntı gerginlik ve kızgınlıktan kurtarır. Kısa da sürse bu rahatlatıcı ruhsal etkiye bedensel hazlarda katılınca sigara her fırsatta yakılmaya başlanır. Ancak bir süre sonra bu,ruhsal alışkanlığa dönüşür.
    Yokedici sığınak:Bir sigara içildiğinde damar yoluyla verilen bir miligram nikotine eş değerde nikotin alınmış olur. 60mg. nikotinin damar yoluyla verilmesi sonucu kişi nikotin zehirlenmesinden ölür.
    Sigara uzun süre kullanıldığında merkezi sinir sistemi üzerinde etkileri sonucu bağımlılık olur. Sigaranın zararları konusunda yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlar da şöyle:
    *Akciğer, dil, solunum yolları, gırtlak, pankras, böbrek kanserlerinin oluşmasında başlıca etkendir.
    *Gebelik sırasında sigara içen annelerde düşük, erken doğum, doğum sonrası sakatlık ve ölümler, özürlü çocuk doğumu.
    *Bulundukları yerde sigara içilen küçük çocukların soğuk algınlığı, nezle, ölsürük, solunum yolları hastalıklarına karşı dirençleri düşer. Tedavileri zor ve uzun sürer.
    *Fazla sigara içen erkeklerde sperm sayısı azalır.
    *Kalp, damar, miğde hastalıklarında önemli etkendir.

    Uzmanlara göre; sigara, özentiyle başlıyor. Yapılan araştırmalarda, sigaraya bağımlı olanların kişilik yapılarında duygusal dengesizlik, kısa yoldan hazza ulaşma, gerçeklerden kaçma, otoriteye karşı çıkma, aşırı tutku, yarışçılık, tehlike arama ve başkalarına benzeme gibi karmaşık özelliklerinin bulunduğu ortaya çıkarılmıştır.
    Sigara tutsağı olanların erken çocukluk dönemindeki ruhsal gelişmelerinde saplantılar, takıntılar bulunmuştur. Anne çocuk ilişkilerinde bozukluk, çocukla soğuk, uzak ve katı iletişim ve aşırı denetleyici tutumun saplantı ve takıntılara yol açtığı bu durumun uzun sürmesi ve sonraki gelişim dönemlerinde de çözümlenmemesi sonucu, kişinin engellemeler karşısın da kolayca kaygıya düştüğü görülmüştür. Bu kaygıdan kurtulmak için kişi başka bir nesneye tutsak olabilmekte ya da bağımlı olabilmektedir.
    Sigaraya karşı savaş; Sigaraya karşı savaş toplumun en küçük biriminde ailede başlar. Çocuğa sigara içmemesi gerektiğini söyleyip sigara içmek çelişkidir. Çocuğa verilen bir yanlış mesajdır. Etkili bir iletişim kurmak gerekir.
    Sigarayı bırakmak için öncelikle şunların yapılmasI gerekmektedir:
    *Sigaranın ne amaçla içildiği,hangi durumlarda daha çok gereksinim duyulduğu saptanmalı, olanaklar elverdiğince bunlardan uzak kalmaya çalışılmalıdır.
    *Sigaraya gerek duyulduğunda ağza şeker, leblebi atılabilir. Su, meyva suyu, ıhlamur içilebilir.
    *Elde zincir, tesbih, anahtarla oynama, sigara isteğini azaltabilir
    *Sigara içenlerin yanında uzun süre kalmamalı,sigara içilmeyen yerde zaman geçirmek için çaba harcanmalı açık havada yürüyüş, solunumu açacak hareketler yapma, beden eğitimi ve spora önem verme.
    *Sık sık çok az ve hafif yiyeceklerle, sulu besinler alınmalı, özellikle akşamları ağır yemek ve içkiden kaçınılmalıdır. Yemeklerden sonra beş on dakika dinlenip, beş on dakika yürüyüş yapma. Böyle bir uygulamanın yaklaşık on on beş dakika gün sürmesi sigara alışkanlığının sonu olabilir. Sigarayı bırakmış olmanın verdiği güven duygusuysa bir kez daha başlamamanın en sağlam güvencesidir.
    Son olarak sağlık ve ekonomik yönden sigara içme davranışı önemli ve zaman geçirmeden uygun önlemlerin alınması gerekir. Bu alanda çok küçük yaşlardan başlayarak sürekli bir eğitimin yapılması, gençlerin enerjilerini ve yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri aktif sosyal etkinlik alanlarının yaratılması yapılabileceklerden bir kaçıdır.
    ALKOL

  10. 288) TİNERCİLER İNSAN MI? : Yeniden Ergenekon yorum tarihi 9 Şubat, 2012 19:08

Yorum yap