829) Savaş

Yayin Tarihi 6 Şubat, 2016 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Savaş

image001

Cizre’de 1 Sırp keskin nişancı yakalandı, 1 Sırp keskin nişancı öldürüldü. Başbakan Ahmet Davutoğlu, burada çok sayıda yabancı keskin nişancı tesbit edildiğini açıkladı…

Diğer taraftan Sur, Bostan Caddesi Numara 23’te yalnızca PKK’nın üst kademe militanlarının değil, bir Rus generalin olduğu da iddia edilmekte. Bu iddia, adı geçen adresin uzun zamanlardır örgütün karargâhı olduğu haberine ilave bilgidir.

Bunlar yaşanırken Rusya, hava sahamızı ihlal etmeye devam ediyor. Rusya ve İran Suriye’de sıkı iş birliği içindeler. İran, ambargosuzluğun keyfini çıkartmakta. Rusya, muhaliflerle Türkmenleri havadan vururken İran, karadan saldırıyor.

Rus jetleri, rejim ve İran askerleri Bayır-Bucak başta olmak üzere Türkmen köylerinde ayakta kalmış binaları da yerle bir etmekteler. İran ve Nusayri güçleri, enkaza Yavuz’dan intikam aldıklarına dair yazı bırakmaktalar. İran, Çaldıran’daki, Nusayri’ler Mercidabık’taki Yavuz Sultan Selim’i unutmayarak dinmez bir kini asırlarca içlerinde besleyegelmişler. Sırpların I. Murad zamanında Hacı İlbey’in Sırp Sındığı Zaferini unutmamaları gibi. Bunu unutmadıkları için 1992-95’te Bosna Savaşı’nda Boşnaklara soykırım ve zulüm yaptılar. Sırp “sniper”ların bölücü örgütle omuz omuza asker ve polisimize kurşun sıkmasının iki sebebi var. Birincisini yazdık; dinî ve tarihî sebep. İkincisi ise PKK’nın kendi militan kaynaklarının yetmezliği. Acze düştüğü için paralı asker kullanmakta.
Osmanlı, haçlılarla savaşırken İran, Vatikan ve diğer Avrupa devletleriyle iş birliği yaparak arkadan vururdu. Asırlar boyu haçlılar, İran ve Rusya ile çarpıştık. Sarıkamış, bir Rus-Türk savaşıdır; babalarımızın diliyle “Türk-Moskof muharebesi”. İstiklal Harbi de haçlılara karşı verilen bir millî cihaddı.

Süper güç sıfatını yitiren Rusya, Amerika’nın Suriye’de kendisine açtığı kapıdan girerek kaybettiğini yakalamanın peşinde. “DAEŞ’le mücadele edeceğim!” Bahanesiyle geldi, Türkiye ile kavgaya tutuştu. Uçağını bize bile bile düşürttü. Amerika, Irak’ı İran’a teslim ettiği gibi, Suriye’yi de Rusya ve İran’a teslim etti. Barack Obama seçilir seçilmez daha hiç bir icraata imza atmamışken kendisine “Nobel Barış Ödülü” verilmesinin arkasındaki gizli niyet, bu olsa gerek. Cenevre Zirvesi’ne gelince. Kara mizah olmasa da dostlar pazarda görsün kabilinden neticesiz bir oyalanma.

Böyle bir dünyada bu defa 7 düvel, 7 cepheden üzerimize gelmiyor. Rusya ve İran gibiler dolaylı biçimde bizimle savaşmaktalar. Diğerleri de PKK, DAEŞ, DHKP-C ve diğer komünist taşeron örgütler eliyle yine dolaylı biçimde karşımızdalar. I. Cihan Harbine nazaran fark şuradaki o zaman sebep petroldü. Şimdi ana unsur yine petrol ama işin içinde bu defa doğal gaz ve enerjiye dair her şey var. Rusya ve bu işte menfaati olan AB devletleri, bir kısım Kürtleri önce Komünist, sonra Kürtçü yaptılar. Şimdi omuz omuzalar. Tarih, DAEŞ’in arkasında İngiliz kurnazlığının olduğunu herhâlde yazacaktır. O noktada dile gelmeyen bir İngiliz-Amerikan mücadelesi sezilmekte. Hepsinin arkasındaysa Yahudi sinsiliği mevcut. İsrail’in rüyası hakikat olsun diye Irak üçe, Suriye dörde parçalanma maksadı güdülüyor. Sıraya güneydoğu katılmak istenmekte. “Nil ile Fırat arası Büyük İsrail” hayata geçsin isteği hep var. Tabii dileyen dilediği rüyayı görebilir. Rüyadan korkuyla sıçrandığı da unutulmamalı!..
Bugün çok cephede, çok cepheli bir savaş içindeyiz. Bir Rus uçağının daha zorla kendini düşürtmesi veya bir Türk uçağının vurulması gibi tehlikeli gelişmeler olursa vaziyet çok daha alevlenir.

Basbayağı harpteyiz.

Her gün aslanlar gibi ana kuzusu şehidler veriyoruz. Sur’da şehid düşen uzman çavuş Selçuk Paker’in annesi Sevgi Paker adlı yiğit kadın, “niye ağlayacakmışım? Ben, bu topraklara şehid verdim. Allah, her anaya nasip etsin!” diyerek tek damla göz yaşı dökmeden oğlunu uğurladı.
Bu şerefli analar, bu asker, bu polis, bu korucu, bu kahramanlar olduktan sonra hiç kimse endişe etmesin ki bu savaş da kazanılacak, cennetmekân Yavuz Sultan Selim’e kin duyanlar o kinde boğulacaklar.

RAHİM ER
İstanbul Üniversitesi, Hukuk

http://akademikperspektif.com

Paylaş:

Yorumlar

“829) Savaş” yazisina 3 Yorum yapilmis

  1. Extinct yorum tarihi 8 Şubat, 2016 00:39

    Atatürk’ün eğitim, üretim gibi alanlarda ki gelişim adına atılmış adımlarını islamla kandırılıp seçtikleriyle çöpe atıp avrupa’ya işçi olarak gitmekte sakınca görmeyen bir toplumun sonunun ne olması bekleniyordu?

    aynı toplum islamla (abd-batı eliyle yaydırılan bir din bu) kandırılıp “seçtiklerince” üretimden kesilip pazar olarak kullanılır, eğitimi bilimsellikten islam dininin kutsallığı gerekçesi gibi yöntemlerle çıkarılıp geleceği yok edilip kendi ülkesinde bile ucuz iş gücü olarak kullanılır (turizmle de kullanıyorlar, bunu da unutmayın) görsel, yazılı, sosyal yayın araçlarıyla, suçlarla sürekli hedef alınır, yediklerinden içtiklerine, izlediklerine zehirlenir yozlaştırılırken (islamla kandırılıp “seçtikleri” tarım gibi alanları bu amaçla sabote etmekte) islamla kandırılmayı seçmekte. hiç mi düşünmezsiniz elin amerikalısı neden ülkesinde islamcı barındırıp bir ülkede islamı yaymak için bu kadar çok uğraşır diye. Türklerin osmanlının son dönemlerinde ki durumunu biliyor olsalardı sanırım neo-osmanlıcılıkla anlatılmak isteneni de anlarlardı.

    Nasıl bir ırk, toplum dinle kandırılıp kendisine düşman olanların, yabancıların sırf müslüman diye ulusunun tüm alanlarını kontrol (ve sabote) etmesine islamla kandırılıp oy vererek yol açıp, göz yumup, dününü, bugününü, yarınını yok etmesini izlerken bulunduğu duruma şaşırır? Nasıl bir ırk, toplum çocuklarının, toplumun yozlaştırılabileceği yayın araçları kendisine düşman yabancılarca (özellikle din kullanılarak) işgal edilmesini gör(e)mez ve toplumun bulunduğu duruma şaşırır? Bunun sonu nerede bitecek dersiniz?

    bir din kullanılarak eğitimden, bilimden, kültürden, töreden, sanattan, müzikten yoksun bırakılıp karanlığa gömülüyorsunuz, ulusunuzun tüm genetiği, duyarlılığı yok ediliyor. görmez misiniz?

  2. Extinct yorum tarihi 12 Şubat, 2016 09:49

    İçerisinde Türk bulmanızın olası olmadığı AKP (çoğunluğu kürd adıyla yaşayan yahudilerden oluşur) adlı yahudilerin kontrolünde ki ABD eliyle yahudi fethullah gülenin kurduğu cemaat gibi yollarla yaydırılan islamı kullanarak seçilen ( bu dini kullanarak “seçilen” kripto yahudi menderes köy enstitülerini, eğitim atılımlarını yarıda keserek bilimsel eğitimden yoksun bırakılarak dinle kandırılacak toplumdan mahrum kalmayacakları koşulların sürmesini sağlamıştı. yahudi sonrası osmanlı’da Türkleri içerisine sürükledikleri kötü koşullardan sıyrılmamaları için ellerinden geleni yapıyorlar http://www.bilinmeyenturktarihi.com/israil-devletinin-kokeni-turk-devletimidir.html Nibiru rumuzuyla yazılmış yorumu okumanız yerinde olabilir) islamcı parti döneminde toplumun yozlaştırılması, Türk varlığına, diline, geleneklerine, adına, değerlerine karşı dört bir yandan savaşa girişilmesi ( ülkemizde yahudilerle kürd adıyla yaşayan yahudilerin Türklere karşı giriştiği fiziksel, sosyal, yazılı, görsel yayınlar kullanılarak gerçekleştirilen psikolojik savaşın nedenini anlamak istiyorsanız: http://onturk.org/2016/02/07/sidika-hanim-ve-kurt-ceteleri/ ) dinin kutsallığı gerekçesiyle tümüyle bilimden uzaklaştırılan eğitim, ülkenin tarımdan üretime olabildiğince dışarıya bağımlı kılınması, ekonominin kasıtlı getirildiği durum (yahudiye ulusunu yönetimini bırakan toplumlar yozlaşmanın yanında en çok ekonomik yönden kuşatmaya alınır, yahudi bankacıların sağladığı yüksek faizli dış borçla yaratılan dışarıdan alınan ürünlerin kullanıldığı tüketim ekonomisi, yüksek vergi gibi yollarla soyulan toplum, devletin tek gelirinin yine vergi gibi yollar olarak düzenlemeleri..) gibi koşullara, bunun yanında önceki islamı kullanarak seçilen menderesten diğerlerine cemaat gibi islamcı olulumlardan islamcı yayınlara islamı kullanan iş adamlarına, kurumlara dikkatli bakarsanız genelde Türk olmayanların bu dini kullanarak ülkeyi, toplumu her anlamda sabote ettiğini, işgalsiz sömürgeliğe giden yolu açmak için çalıştıklarını (NATO, AB prangaları, pazar ekonomisi, eğitimin içeriğinin conilerce belirlenmesi, toplumun çoğunluğu yabancıların elinden çıkmasına karşın Türk dizisi, filmi olarak adlandırılan şeylerle yozlaştırılması..) düşünürseniz islamla yolları ayırmamızın (etkisinin azaltılması yeniden bize karşı kullanacakları olasılığını yaratmak olur) neden önemli olduğunu da anlarsanız diye umuyorum.

    (not: fethullah gülen, adnan oktar, kadir mısıroğlu, nihat hatipoğlu gibi islamcıların hiç birisi Türk değildir. Bir toplum din kullanılarak gizlenen etnik amaçlarla yozlaştırılıp tüm anlamlarda yok ediliyor.)

    (not2: chp gibi partiler ve benzeri çizgilerde ki yayınlarda ele geçirildiğinden aynı amaçla kullanılabilirler, dikkatli olunmalı)

  3. içten ilhtaplara merhem sürülmez! : UNIVERSOS PARALELOS EL VIAJERO DE TAURED yorum tarihi 17 Şubat, 2016 13:57

    duckduckgo.com/q=suruç+kaymakamı+2014+kasım
    yüzlerce pyd linin kimisinin polis tarafından aranan şüpheli olması mühim değil, olur o kadar denip, kaymakamın müdahalesi ile “büroktatik engele takılmadan” tedavi edilmesi sağlanıp, her gün iki tır toplamda bine yakın tır yani yaklaşık 1,5 sene pyd ye destek verilmiş, suruç tan başka ayn el arab kaymakamıyım diye iftihar edilmiş.

Yorum yap