284) YAHUDİ’NİN ILIMLAŞTIRMA TEFSİRİ

Yayin Tarihi 24 Haziran, 2008 
Kategori BASIN-YAYIN

image00158.jpg

 

ABD ile ortak yapım
Yahudİ bir profesörün yönettiği çalışma, “Quranet” isimli siteden 5 dilde yayımlanacak. İsrail Dışişleri Bakanlığı, ’proje’nin amacını “İslam dünyasıyla Batı arasında bir iletişim köprüsü oluşturmak” olarak açıklasa da İsrail ve ABD’nin ’ılımlı İslam’ anlayışına uygun bir adım olacağından kimsenin kuşkusu yok.

Hedef İslam’a sızmak
İslam dünyası, Yahudilerin tefsir yapmaya kalkışmasına sert tepki gösterdi. Nitekim daha ilk örnekler bile çalışmanın gerçek amacı hakkında net fikirler edinilmesini sağladı. Fussilet Suresi’nin ’kötülüğü önlemeyi’ emreden 34 ayeti, İsrail mantığıyla “Gün gelir düşmanın en iyi dostun olabilir” şeklinde yorumlandı!


İSRAİL ŞİMDİ DE KUR’AN-I TEFSİR ETMEYE BAŞLADI
Yapmadıkları bir bu kalmıştı
İsrail, Kur’an-ı Kerim’i tefsir etmek amacıyla bir internet sitesi kurdu. Yahudi bir profesörün yönettiği çalışma, Quranet isimli internet sitesi üzerinden yapılacak  


İran Kurân Haber Ajansı İkna’nın Timeturk’ün A bridge between the Islamic world and the West’i kaynak göstererek naklettiği haberden yaptığı alıntıya göre İsrail Dışişleri Bakanlığı, İslam dünyasıyla batı arasında bir iletişim köprüsü oluşturmak için internet üzerinde Kur’an-ı Kerim’i yorumlatıyor. Projede birçok İsrailli Arap da yer alacak.  Dünyanın birçok yerindeki Müslüman kişi ve kuruluşlar, İsrail’in bu girişimiyle Kur’an ayetlerini İsrail ve ABD’nin istediği şekilde yorumlatacağı uyarısında bulundu.

Yahudi danışman
Yahudi bir profesör olan Ofer Grosbard’ın yönettiği ve üç Müslüman araştırmacının danışmanlığını yaptığı Quranet isimli projenin hazırlanışında 15 Müslüman akademisyenin yer aldığını vurgulandı. Ber-Sabaa Üniversitesi tarafından ilk nüshası yayınlanan proje İsrail’de geleceği değiştirebilecek en iyi 60 icattan biri olarak Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in himaye ettiği ve 13-15 Mayıs tarihleri arasında Kudüs’te düzenlenen Gelecek Ufukları Konferansına da katıldı.

Tefsirin içeriği
İsrail Dışişleri Bakanlığı, Quranet’in kendi alanında tek olduğunu her eğitimci ve aile reisinin bunu bir eğitim aracı olarak kullanabileceğini söyledi. Kullanıcı, sitede yer alan “index” sayesinde, ilgilendiği eğitim konusuyla ilgili ayetlere ulaşabilir. İsrail Dışişleri Bakanlığı sitesine göre,    kitap okura kendisini ilgilendiren terbiye konusunda yardımcı olduğunu, bu konuyla ilgili bir ayeti kerime seçtiğinde konuyla ilgili günlük hayattan kısa bir hikâye göreceğini, böylece en sonunda öğretmen ya da aile reisinin önünde ilgili Kur’an ayetini kullanmak için hissi bir rehber, çocuğuyla konuşurken ayetin içerdiği mesajın bilincinde olacağını ve en sonunda da olup bitenlerin nedenlerini açıklayan eğitimsel-psikolojik bir açıklama ya da analiz elde edecek. Proje hizmetlerini Arapça’nın yanı sıra İbranice, Türkçe, Farsça ve Fransızca olarak sunmayı hedefliyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı, Quranet sitesinde yayımlanan tefsire örnek olarak Fussilet Suresi 34. Ayet olan, “İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur” ayetinin tefsirini örnek olarak verdi. İsrail tefsirinin bu ayet hakkındaki yorumu ise şöyle: “Düşmanın gün gelir en iyi dostun olabilir

Fikir nasıl çıktı?
Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayımlanan habere göre, bu projenin fikir babası bedevi öğrenci Büşra Mezarib’tir. Büşra fikrin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor: “Biz 15 bedevi öğrenci geçen sene master tezimiz için eğitim danışmanlığı konusunu seçmiştik. Hazırladığımız tez arasında Dr. Ofer Grosbard’in verdiği ’Evrimsel Psikoloji’diye bir dersimiz de vardı. Ders normal seyrinde devam ederken hocaya döndüm dedim ki, ’Size bir gerçeği söylememi ister misiniz? Bize öğrettiğiniz hiçbir şeyin bize ne faydası ne de yardımı oluyor’. Hoca şaşırarak ’neden peki?’dedi. Dedim ki; Örneğin ben, yarın eğitim danışmanı oldum diyelim. Biri bana gelse dese ki, ’Beni cin çarptı’, ya da bizim müslüman toplumda yaygın olan buna benzer bir şey söylese. Söyler misiniz Allah aşkına bize öğrettiğiniz bu derslerin bu konuda bize nasıl yardımı olacak? Hoca bana, ’Peki sana ne yardımcı olur?’diye sordu. Dedim ki ’Kur’an-ı Kerim’. ’Bana konuyu açıkça anlatsana’ dedi. Dedim ki ’Bu konuda bir ayetin Müslümanlar üzerinde yaptığı etkiyi başka bir şey yapmaz’.” Öğrencinin anlattığına göre Ofer bir sonraki derse elinde Kur’an-ı Kerim’in 30 cüzü olduğu halde geldi. “Bunları bize dağıtarak eğitici ve psikolojik tedaviye yardımcı olacak ayetleri bulmamızı istedi. Bu tarz ayetlerin oldukça fazla olduğunu bilmemiz pek zamanımızı almadı. İnsanı sorumluluk taşımaya, her zaman gerçeği ve doğruyu söylemeye ve başkalarına saygılı olmaya çağıran ayetler o kadar çoktu ki. Sonra Ofer seçtiğimiz ayetlere uygun günlük hayatımızdan birer kısa hikâye yazmamızı istedi. Hikâye aile reisinin ya da öğretmenin (veya eğitimcinin) ayetin mesajını ya da içeriğini çocuğuna nasıl aktarması gerektiğini ortaya koyacaktı. Yaklaşık 300 kadar hikâye toparladık. Ofer ise her hikâyeye kısa ve kolay psikolojik-eğitici bir analiz ekliyordu. İşte buradan Quranet böyle ortaya çıktı.”

Projenin amacı
İsrail Dışişleri Bakanlığı sitesine göre, kitap okura kendisini ilgilendiren  eğitim konusunda yardımcı olduğunu bu konuyla ilgili bir ayeti kerimeyi seçtiğinde günlük hayattan kısa bir hikâye göreceğini böylece en sonunda öğretmen ya da aile reisinin önünde ilgili Kur’an ayetini kullanmak için hissi bir rehber olacak, çocuğuyla konuşurken ayetin içerdiği mesajın bilincine varacak ve en sonunda da olup bitenlerin nedenlerini açıklayan eğitimsel-psikolojik bir açıklama ya da analiz elde edecek. Bakanlık, projenin Kur’an-ı Kerim’i modern eğitim metotlarıyla birleştirip İslam Dünyasıyla Batı Medeniyeti arasında bir köprü kuracağını, Kur’an-ı Kerim’in güzelliğini yansıtarak insanoğlunun onurunu ortaya çıkardığını ve insanın onurunu merkeze yerleştirdiğini böylece Kur’an-ı Kerim’i terör amaçlı kullananlara çok iyi bir cevap olacağını iddia etti.

Filistinliler karşı  
Öte taraftan, Filistin İslami Hareket sözcüsü Şeyh Zahi Nüceydat yaptığı açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın duyurduğu Kur’an-ı Kerim tefsir projesinin çok tehlikeli bir girişim olduğunu bu projenin asıl amacının Kur’an-ı İsrail ve ABD’nin istediği tarzda anlayan Müslüman bir nesil yetiştirmek olduğunu vurguladı. İsrail ve ABD’nin Kur’anı istedikleri kalıba sokma girişimiyle bu hoşgörülü akideden tamamen uzak bir nesil yetiştirmenin amaçlandığını kaydeden Şeyh Nüceydat,  konunun ciddi bir araştırma ve incelemeye ihtiyaç duyduğunu İsrailli Bakanlığın çalışmasının Kur’an-ı Kerim için merci olarak sayılan din âlimleriyle danışıldığı anlamına gelmediğini, bunun İsrail’in bir oyunu olduğunu ileri  sürdü. 

Kuşku duymak gerek
Kahire Ayn Şems Üniversitesi İsrailiyat uzmanı Dr. İbrahim el-Bahravi de yaptığı açıklamada, ”
Bu tefsire ilişkin iyi niyetlere güvenmek mümkün değil. Böyle bir tefsirin pazarlamasını yapanların iyi niyetli olduklarını söyleyemeyiz. Dolayısıyla “gerçeğe ulaşmak için şüphe etmek gerek” prensibini uygulamakta fayda var “ dedi.   


Mısır Evkaf Bakanlığı’ndan uyarı
 Mısır’ın dini müessesesi Evkaf Bakanlığı yetkilileri, İsrail’in bu projesine karşı müslümanları uyanık olmaya çağırdı. Evkaf Bakan Yardımcısı ve Din İşleri Bölüm Başkanı Dr. Şevki Abdullatif yaptığı açıklamada, “Bu projenin asıl amacı müslümanlar arasında kutuplaşma sağlamak ve onları İsrail tuzağına düşürmektir çünkü İsrailliler düşünceleri ve planlarıyla örtüşecek ayetleri seçmişler” dedi. Dr. Abdullatif, Vakıflar  Bakanlığı’nın birkaç gün içerisinde bu projeye ve içerdiği yalan ve zehirli fikirlere karşı çok net bir cevap vereceğini, ayrıca bu tefsirin İslam Dünyası’nda dikkate alınmasını önlemek için bakanlığın her türlü tedbiri alacağını ve herkesin haberdar olması için bakanlığın internet sitesinde Kur’an-ı Kerim’in bu sahte tefsirinin iç yüzünü ortaya konan bir uyarı yazısı yayınlayacağını  söyledi.


Başını çekenler CIA bağlantılı
Burada amaç küreselleşmeyle ekonomik, BOP ya da BİP ile siyasal, peygambersiz bir Müslümanlık ile de kültürel açıdan sömürgeleştirme isteğidir

ABD başta olmak üzere Batılı emperyalist güçler tarafından İslam’ın dilinin tahrif edilmek istendiğini belirten Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu, ” Ilımlı İslam başta olmak üzere, İslam’a yeni kavramlar getirerek İslam’ın dilini, terminolojisini bozmak istiyorlar. Cihad, şeriat, tesettür gibi kavramları İslam lügatından çıkarmak gibi bir takım amaçları var. Peygambersiz bir Müslümanlık, İslamiyet istiyorlar. Bunun başını çeken de ABD’de kendisine sivil toplum kuruluşu denen ancak CIA bağlantılı kurumlar. İslam’ı batı emperyalizminin kıskacına alarak ve yeni şekil vererek müslüman ülkelere empoze etmek istiyorlar. Dolayısıyla yapılmak istenen çalışmanın amacı budur “ dedi. ABD’nin çıkarlarına hizmet edecek bir müslümanlık yaratılmak istendiğini belirten Hatipoğlu şunları kaydetti:

Özel planın parçası
Daha önce de Furkan-ı Hakim diye bir Kur’an çalışması ortaya attılar. Burada amaç küreselleşmeyle ekonomik, BOP ya da BİP ile siyasal, peygambersiz bir müslümanlık ile de kültürel açıdan sömürgeleştirmek istiyor. Bu saldırılar bildiğimiz misyonerlik faaliyetlerinden çok farklı. Bu ABD’nin gerçekleştirmek istediği özel bir planın parçası.”


Amaçları İslama sızıp  çarpıtmak
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yümni Sezen tefsir konusunda bilimsel açıklamaların ayrı bir konu olmasına rağmen, bu konunun da bir sosyolojik boyutunun bulunduğunu kaydetti. Sezen, “İsrailiyat yöntemiyle bir tefsir yapılıyorsa buna çok dikkat edilmesi gerekir. İslam’da tahribata neden olur” diye konuştu. İsrailiyat yöntemiyle yapılan tefsirlerin çok büyük hatalarla dolu olduğunu belirten Sezen, “Şimdi şunu iyi analiz edelim. Peygamberimizin eşi Hazreti Ayşe’nin 9 yaşında olduğunu söylemişlerdir. Böyle bir iddia ortaya atmışlardır. Buna inanmak mümkün değildir. Kaldı ki daha sonra yapılan bilimsel araştırmalar bunun doğru olmadığını en az 16 yaşında olduğunu ortaya koymuştur. Bu tür yönlendirmelerle Müslümanların kafası karıştırılmak isteniyor” dedi. Sezen,  şunları kaydetti: “Bunun adını artık biliyoruz. Ilımlı İslam ya da başka bir şey deyin, ama İslam’a karşı böyle bir proje var. Bu büyük projenin teolojik kısmı.  ABD ve AB bu projeyi hayata geçirmek için teolojik zemin yaratmak istiyor. Bu alanı kullanarak hakimiyet kurmak istiyorlar. Amaç elbette ki İslam dünyasının kafasını karıştırmak. Buna yakın aydın kesimleri de ehlileştirerek kendi amaçları için kullanmak istiyorlar.

Kur’an-ı Kerim tefsirini herkes yapamaz
İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın kurduğu sitede sözde Kuran’ı Kerim tefsiri yaptırması ilahiyatçılar arasında da tepkiye neden oldu. DP Genel Başkan Yardımcısı ve Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, öncelikli olarak tefsiri görmek gerektiğini belirterek, “Orada da Müslümanlar yaşıyor, onlara yönelik mi yapılıyor, şu aşamada bilemiyorum. Ancak Kuran’ı Kerim tefsirini herkes yapamaz. Öte yandan batının son dönemde İslam’a bakışı da ortada” şeklinde konuştu.

Haber: Fatih ERBOZ

YENİÇAĞ

Paylaş:

Yorumlar

“284) YAHUDİ’NİN ILIMLAŞTIRMA TEFSİRİ” yazisina 4 Yorum yapilmis

  1. Samet Acar yorum tarihi 1 Temmuz, 2008 15:10

    Daha öncede yazmıştım,İsrailoğulları,yani bugünki,İsrail devleti,Kur’anı kendilerine göre yorumlayacaklar demiştim.Bakara süresi,246,83,47,40,122,253,ayetlerini kullanacaklar.Örnek:Bakara süresi:122″Ey israiloğulları!Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın.Ben sizi alemlerden daha üstün kılmıştım.”47,de “sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın” mealinde yazmaktadır.ACAROĞLU

  2. mercan hülya şenol yorum tarihi 18 Temmuz, 2008 00:57

    “gün gelecek imanını muhafaza etmek avucunda ateş tutmak gibi olacaktır” tarif edilen o zaman işte bu zaman.ben benim gibi etten ve kemikten var olmuşların ürettikleri şeytani senaryolarının onaylayıcısı olmayacak kadar akıllı ve mantıklıyım ELHAMDÜLLİLLAH.İman etmek isteyen için her şey bir delil,istemeyen içinde her şey bir bahanedir.

  3. Rıza Zelyut yorum tarihi 8 Mayıs, 2012 04:08
  4. Hasan Erden yorum tarihi 11 Ocak, 2015 23:40

    ABD’de CIA’nin kontrolünde (Kur’an-ı Kerim) Gizli Tefsir çalışmaları

    ABD’de Müslümanların İslam anlayışını bozabilmek ve Amerika’ya ve Batı’ya uyumlu bir din anlayışına dönüştürebilmek için başlatılan tefsir çalışmalarınden söz etmeden önce, geçtiğimiz yıllarda CIA tarafından gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim’in yerine sahte bir din kitabını hazırlama girişimini hatırlayalım.

    ABD’nin Texas Eyaletinde Evangelistlere ait bir yayınevi tarafından, İngilizce ve Arapça yayınlanan bu kitaba, Kur’an’ın isimlerinden birisi olan “Furkan” ismi konulmuş ve adına “Gerçek Furkan” denmişti. 366 sayfa ve 77 “sure”den oluşan kitapta geçen surelerin çoğunun isimleri Kur’an-ı Kerim’den adapte edilmişti.
    “İbrahimi Dinler” vurgusunun yapıldığı kitapta, Kur’an-ı Kerim, İncil’den ve Tevrat’tan alıntılar bulunmaktaydı. 21. yüzyılın kutsal kitabı olarak tanıtılan kitap, Dinlerarası Diyalog olayına vurguyla, “Üç Dinin kitabı” olarak isimlendirilmişti. (Yeni Şafak Gazetesi, 30 Kasım 2004)

    İslam dünyasında, özellikle Arap ülkelerinde bedava milyonlarca dağıtılan kitap, ABD’nin İslam ülkelerindeki ezici nüfuzuna rağmen, Müslümanlar tarafından kabul görmemiş ve benimsenmemiştir.
    CIA’nin “Gerçek Furkan” uydurmacası İslam dünyasınca benimsenmeyince ABD, bu sefer yeni bir kutsal kitap icat etmek! yerine, İslam’ı değiştirebilmek ve bozabilmek için, Kur’an-ı Kerim’i, Amerika’nın İslam coğrafyasına yönelik sömürgeci stratejilerine (Amerikancı İslam’a) göre yorumlayacak meal ve tefsir çalışmalarını başlatmıştır. İlginç olan bu çalışmaları organize edenlerin içerisinde İSRAİL-li-lerin de olmasıdır.

    Araştırmacı Yazar Serdar Kuru’nun naklettiğine göre, 4 Mart 2007 tarihinde, Amerikanın Florida sahillerinde bulunan St Petersburg şehrinin Hilton otelinde, Uluslararası İstihbarat Zirvesi isimli bir kurumun düzenlediği bir toplantı yapılmıştır. 1995 senesinden beri tüm dünyadan istihbaratçıları bir araya getiren kuruluşun bu sene düzenlediği sözkonusu toplantının ana başlığı “Secular Islam Summit / Seküler İslam Zirvesi” olmuştur ve altına da “İslami Aydınlanma Şimdi Başlıyor” gibisinden anlamlı bir slogan da yerleştirmişlerdir. ABD’nin nüfuzu altındaki 20 ülkenin istihbarat birimlerinin mensuplarının yer aldığı toplantı boyunca bir sürü ilginç ve renkli şahsiyetlerin hepsinin de ortak konusu İslam’ı ve Kuran’ı nasıl sulandırabiliriz sorusunu cevaplandırmak olmuştur.

    Serdar Kuru, İslam hakkında karar alacak olan, İstihbarat Zirvesi isimli gizli kurumun arkasındaki kişilerin kimliklerini şöyle anlatıyor:
    “Kurumun başında John LOFTUS bulunmakta. http://en.wikipedia.org/wiki/John_Loftus_%28author%29 John Loftus eski CIA Ajanı ama öyle sıradan bir ajan değil. Bir dönem o kadar üst düzey belgelere erişim hakkı vardı ki diğer ajanlar yanında çömez kalıyordu. NATO Kozmik ve CIA TOP SECRET kriptolu en üst düzey gizli belgelere erişim hakkı bulunan JOHN LOFTUS istihbarat camiasının bir çeşit ayaklı ansiklopedisidir.

    Kurumun ikinci kilit isimi Profesör Lois Rene BERES,http://en.wikipedia.org/wiki/Louis_Ren%C3%A9_Beres kendisi İSRAİL vatandaşıdır ve gizli bir operasyon olan “Daniel Projesi” üyesidir. Bu projenin esas amacı İSRAİL’in nükleer gücünü arttırmak ve Müslüman ülkelerin nükleer güce sahip olmasını ENGELLEMEKtir.
    Başka bir kilit üye ise emekli Albay Bill COWAN. Vietnam’da pek çok özel operasyona katıldıktan sonra CIA bünyesinde vurucu time katılan Albay Cowan Irak’ın Kuveyt işgali sırasında son derece önemli kişileri Kuveyt’ten kaçıran son derece heyecanlı bir operasyonu da yönetmişti. Tecrübeli ve acımasız bir askerdir, şu anda özel bir güvenlik şirketinin başında.

    Gelelim başka bir isme. Paul GAUBATZ yani kısaca “Dave”, kendisi CIA bünyesinde Arapçayı ana Dili gibi konuşan ve Arap ülkelerinde pek çok operasyona katılmış seçme bir Ajandır. Irak savaşında esir alınan Amerikalı bayan askerin yerini Amerikalılara bildiren ve bu yüzden Saddam’ın öldürme emri verdiği Iraklı aileyi Irak ordusunun burnunun dibinden alarak Amerika’ya getiren özel birimin lideriydi.

    Bir diğer renkli isim ve bende de birkaç kitabı bulunan şahıs ise Emekli Özel SEAL komando birliği Çavuşu RİCHARD MARCİNKO kod adı “Serseri Savaşçı”.

    http://en.wikipedia.org/wiki/Richard_Marcinko
    http://www.abovetopsecret.com/forum/thread36990/pg1

    Yarı deli olan ama otuz senelik SEAL kariyerinde girmedik delik bırakmamış bu adam Amerikanın “teröristleri” dünyanın her tarafında arayıp öldürme yetkisi verdiği “KIRMIZI HÜCRE” Biriminin KURUCUSUdur. Bugün emekli olan Marcinko nun kendine ait güvenlik şirketinin ismi ise ne tesadüf “KIRMIZI HÜCREdir”

    İstihbarat Zirvesi kuruluşunun bu renkli kilit isimlerine son olarak İSRAİL istihbaratından Emekli Albay Avi Shachar’ı da katmak lazım. Görevdeyken Lübnan’da bulunan ve o bölgede adı pek çok icraata karışan Albay Shachar şu anda kendi kurduğu Sprylogics International isimli şirketin başında. http://www.sprylogics.com Bu şirket şu anda pek çoğumuzun evlerindeki bilgisayarlarda kurulu anti virüs programlarının en ünlülerinden birini satıyor. Yani bilgisayarınızdaki anti virüs programını iyi inceleyin sadece virüsleri yakalamıyor olabilir.” (Serdar Kuru, 30.03.2007, Serdar Kuru, http://serdarkuru.sobukai.com/)

    Bu gizli istihbaratçıların kontrolü altında yapılan toplantıda Kur’an-ı Kerim’in “tefsir” çalışmalarına katkıda bulunan davetli “İslam ilahiyatçıları” özellikle ABD’nin etkisinde ve kontrolünde olan seçilmiş kişilerdi. Zira bu isimlerin dikkat çeken ortak özelliği, Amerika’nın Irak işgaline ve İSRAİL’in Filistin istilasına sessiz kalmaları ve aynı zamanda Klasik ve geleneksel İslam anlayışıyla ve din kültürleri ile savaş başlatmış kişiler olmalarıydı. Zirveye iştirak eden bu kişilerin ülkeleri şunlardı: Mısır, Suudi Arabistan, İran, Irak, Ürdün, Pakistan, Bangladeş.(Yeni Şafak, 29.03.2007, http://www.haber10.com/haber/65730/, http://www.iyibilgi.com, 28.03.2007)

    ABD sömürgeciliği’nin yapmağa çalıştığı Kur’an-ı Kerim’i ve İslam’ı değiştirme girişimi tarihte ilk defa görülen bir olay değil. Daha önce de Yüce Allah’ın kitabını tahrif, ya da bir benzerini gerçekleştirme çalışmaları olmuştur. Hatta İslam’ın ilk dönemlerinde bile Mekke devrinde Müşrikler bu konuda çalışmışlar, ancak başaramamışlardır.
    Kur’an-ı Kerim, onların bu çabalarına ve onlardan sonra gelecek İslam düşmanlarının bu tür faaliyetlerine karşı şöyle meydan okumuştur:
    “İnsanlar ve Cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek (yapmak) üzere bir araya gelseler, yine de getiremezler (yapamazlar)” (İsra Suresi: 88)
    “Allah’ın kitabının benzeri bir sure getirin bakalım, bütün yardımcılarınızı da toplayın! Bunu yapamayacaklardır…” (El-Bakara Suresi: 23-24)
    İslam düşmanları Kur’an’ın bir benzerini meydana getiremeyecekleri gibi, Allah’ın kelamını değiştirmeğe, anlamını ve ruhunu tahrif etmeğe de asla güç yetiremeyeceklerdir. Zira bunun teminatı da Yüce Allah’ın ayetlerinde vardır:
    “Kur’an’ı biz indirdik, onu muhafaza edecek olan da biziz.” (Hıcr Suresi: 9)
    “Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur.” (El-En’am Suresi, Ayet: 34, 115)
    Evet, Kur’an-ı Kerim’de ve Yüce Allah’ın buyruklarında hiçbir değişiklik ve tahrifat yapılamaz. Bugün ABD ve İSRAİL merkezli bu tür çalışmalar da başarıya ulaşamayacaktır. Zira Allah’ın kitabı ve dini koruma altındadır.
    Ama bugün İslam dünyasına karşı büyük savaş başlatan sömürgeci merkezlerin, bu savaşın kültürel boyutunda en çok önemsedikleri ve öncelik verdikleri konulardan birisi, Müslümanların İslam anlayışlarını değiştirmektir. Dini ABD’nin ve Batı’nın ilkeleriyle ve Hıristiyani değerleriyle uyumlu ve bağdaşır hale getirmek, aynı zamanda İslami kitleleri sömürgeci strajilerine tabi ve güdümlü kılmaktır. Kur’an-ı Kerim’i yanlış ve çarpık tefsir etmek için yapılan çalışmalar bu amaca yöneliktir.

    Unutmamak gerekir ki, bu çalışmalar CIA ismiyle, ya da ABD’nin veya İSRAİL’in başka bir sömürgeci biriminin ismiyle meydana çıkmayacaktır. Müslümanlara yönelik çoğu fitne ve fesat hareketleri gibi, İslami bir vitrinde, Müslümanca Kimliklerle takdim edilecektir.
    Bu durumda şu sorular önem kazanıyor: Müslüman bu sinsi Haçlı saldırıları karşısında ne yapacaktır? Yanlış İslam anlayışları ve yanlış tefsir çalışmaları karşısında nasıl bir tavır ortaya koyacaktır? Sömürgecinin bu çalışmalarını, büyük bir gaflet ve dalaletle kabul edecek ve kanıksayacak mıdır, yoksa basiretle karşı çıkacak ve tepki gösterecek midir?
    Sevgiler, saygılar…
    http://www.gunisigigazetesi.net/y-358-b-ABD8217de-CIA8217nin-kontrolunde-01-12-2007.html

Yorum yap