126) ATATÜRK TÜRK MUSİKİSİ DÜŞMANI MI?

Yayin Tarihi 18 Eylül, 2010 
Kategori ATATÜRK

 

 

ATATÜRK TÜRK MUSİKİSİ DÜŞMANI MI?

image00114.jpg

Atatürk dönemini yargılayarak aşağılamaya çalışmak, son zamanlarda sanki demokratikleşmenin ve demokrat olmanın bir göstergesi haline gelmeye başladı.

Türkiye Cumhuriyeti yeni kurulmuş… Bilimde, kültürde, sanatta, sosyal hayatta ve diğer tüm alanlarda kalkınmak için yenilikler yapılıyor, düşünceler geliştiriliyor, yeni kurumlar kuruluyor, projeler geliştiriliyor…

Bu yenilikler içinde Türk Sanat Musikisi de vardır. Atatürk çok sevdiği şarkılarımızın icrasından ve tek sesliliğinden rahatsız olduğundan bahsetmiştir. Şarkıları icra eden sanatçıların, ellerini kulaklarının üzerine koyup, gözlerini kapatarak “ahhh, offf, amann” bağırarak söylemeleri bir medeni topluma yakışmadığını, Türk şarkılarının Dünya’nın her yerinde dinlenmesi gerektiğini, bunun içinde çok seslilik ile birlikte orkestranın önemine dikkat çekmiştir…

1934 yılında, Ankara ve İstanbul radyolarında şarkılara 8 ay sürecek bir yasak uygulanmış. Türkülerimize herhangi bir yasak konulmamıştır. Daha sonra, Atatürk’ün emri ile bu yasak kaldırılmıştır…

Atatürk; türkülerimizi ve şarkılarımızı sever ve söylerdi. Türk müziğini çok önemser ve gereken değerinde olmasını savunurdu… Art niyetli bazı kişilerin hazırladığı yazılar ve videolara en güzel cevabı tiyatro sanatçısı merhum Vasfi Rıza Zobu hatıratında vermektedir:

“Mekteplerde, konservatuarlarda, radyoda Türk müziğinin tamamen yasaklandığı günlerdi. Deniliyordu ki, “Alaturka, sofradan da kalktı. Atatürk ne kendi söylüyor, ne de başkasına okumasını teklif ediyor.”
Oysa kim bilir kaç sanatkâr, huzurunda şarkı söylemiş, onun düzelttiği şekilde okuyabilmek için çaba sarf etmiş, becerince “aferin” almıştı.
Niye birdenbire sevdiği musikiye küsmüştü ki?

* * *

Bir gün Vasfi Rıza Zobu acele köşke çağrıldı. Trene atlayıp geldi. Otelden alınıp Marmara Köşkü’ne götürüldü. Yolda hep aynı merak aklını kemiriyordu:
“Bunca zaman aramadı, şimdi böyle birdenbire çağırmasının sebebi ne ola?”
Sofraya oturuldu. Vakit geceyarısını geçince tam da iktisadi konular görüşülürken birden Atatürk Zobu’ya döndü ve…
“- Hatırlar mısınız” dedi, “Bir piyesin başlangıcında, daha perde açılmadan bir şarkı söylerdiniz, neydi o piyesin ismi?”
“- Moliere’in Merakı komedisi…”
“- Güzel bir eserdi o…”
“- Evet efendim, muvaffak bir adaptasyondu.”
“- Hayır, hayır. Piyes için söylemiyorum, bestenin güzelliğinden bahsediyorum.”

* * *

Vasfi Rıza ürktü.
Acaba Ata, ağzını mı arıyordu? “Evet, güzel besteydi” dese kızar mıydı? “Hayır” dese dalkavukluk yaptığını anlar mıydı?
Duraksayınca üsteledi Atatürk:
“- Hatırlayamadınız mı, okuyamaz mısınız?”
“- Hatırımda… Okurum efendim.” Sofrada herkes şaşırmıştı. “Ne olacaksa olacak artık” diye düşündü Vasfi Rıza Bey ve yaradana sığınıp “Aaah o güzel gözlerine hayran olayım” diye başladı.
Yürük semaiyi bitirdiğinde kan ter içindeydi.
Herkes bir suç işlemiş gibi önüne bakıyordu. Sessizliği bozan Atatürk oldu:
Ne yazık ki, sözlerimi yanlış anladılar. Şu okunan ne güzel bir eser. Ben zevkle dinledim. Sizler de öyle… Ama bir Avrupalı’ya bu eseri böyle okuyup da bir zevk vermeye imkân var mı?… Ben demek istedim ki, bizim seve seve dinlediğimiz Türk bestelerini onlara da dinletmek çaresi bulunsun. Onların tekniği, ilmi, sazı, orkestrası ile… Çaresi her ne ise, mesela Ruslar ne yapmışlarsa, biz de Türk musikisini milletlerarası bir sanat haline getirelim. ‘Türk’ün nağmelerini kaldırıp atalım da sadece Batı milletlerinin hazırdan musikisini alıp kendimize mal edelim, yalnız onları dinleyelim’ demedim. Ama ortalığı öyle bir velveleye verdiler ki, ben de bir daha lafını edemez oldum.”
Sözlerini bitirince Zobu’yu yanına çağırdı, sır verirmişçesine:
“- Kaç zamandır seni niçin çağırtmadım biliyor musun” dedi,
“- Bendeniz de anlayamamıştım efendim.”
“- Korkumdan” diye güldü Atatürk, sonra da kadehi işaret edip ekledi:
“- İçki bu, belki dayanamam, ‘Hadi bir şarkı söyleyelim’ derim de alemin diline düşerim diye… Ama bu akşam artık perhizi bozduk.”

YILMAZ KARAHAN

Kaynak: (Can Dündar)

Vasfi Rıza’nın 1962’de “Yanlış Anladılar” başlığıyla İ.Ü. Tıp Fakültesi Talebe Cemiyeti tarafından yayınlanan hatırasıdır.

 

Paylaş:

Yorumlar

“126) ATATÜRK TÜRK MUSİKİSİ DÜŞMANI MI?” yazisina 4 Yorum yapilmis

  1. VURAL TURAN yorum tarihi 24 Eylül, 2010 09:28

    sayın yılmaz bey,
    öğrenmek için soruyorum.
    1- türk müziği niye yasaklandı niye serbest bırakıldı
    2- Atatürk niye Türk müziği konservatuarı kurdurmadı da batı müziği konsrvatuarı kurdurdu.

  2. VURAL TURAN yorum tarihi 24 Eylül, 2010 09:38

    http://mizzah.com/forum/viewtopic.php?t=12059
    bu yazı için ne düşünüyorsun

  3. Yılmaz Karahan yorum tarihi 24 Eylül, 2010 12:25

    Vural Bey,
    linkte verdiğiniz “Türk Beşleri” makalesinde doğru bilgiler vardır.

  4. Nuriye Karakurt yorum tarihi 21 Mayıs, 2013 21:32

    Atatürk gibi büyük bir insan sanata Türk Musikisine düşman olabilir mi?
    Sayın Vural Turan’ın ilettiği linkte belirttiği gibi Türk dilinin yabancı dillerden kurtarılması işine öncelik vermiş,yeni bir alfabe ile Türkçeyi kullanılabilinir bir hale getirdikten sonra “Türk Musikisi”nin önünü açmıştır.
    Atatürk’ün sanata ve sanatçıya verdiği değeri başka hiç bir devlet adamı verememiştir…

Yorum yap