11) ATATÜRK’ÜN TÜRK BAYRAĞINDA BOZKURT ÖZLEMİ

Yayin Tarihi 9 Ekim, 2011 
Kategori BOZKURT

ATATÜRK’ÜN TÜRK BAYRAĞINDA

BOZKURT ÖZLEMİ

image0013.jpg


Yıl 1921 sonları… Anadolu’nun her yerinde kurtuluş mücadelesi hız kazanmış ve düşman perişan durumdadır. Ancak asıl savaş, Ankara’ya yaklaşan Yunan ordusu ile yapılmaktadır. Düzenli ordumuzun başında da Mustafa Kemal bulunmaktadır. Sakarya Meydan Savaşı diye anılan savaşın henüz bitmediği, ancak düşmana büyük kayıplar verdirilerek geri çekilmeye mecbur bırakıldığı günlerde bir akşam Atatürk silâh arkadaşları ile sohbet ederken konu yeni devletin kuruluşuna gelir. İşte bu sırada Atatürk(mealen): ‘Arkadaşlar! Yakın zamanda yeni bir devlet kuracağız. Bu devlete bir gök bayrak gerek. Ama bu bayrağın üzerinde -ön yüzden bir Bozkurt başı- olsun’ diyor. Bu sözü üzerine birden şaşkınlık geçiren arkadaşları, halkın Ay-yıldızlı bayrağa alıştıklarını ve bunun halk üzerinde de etkili olduğu görüşünü dile getirirler. Ve bu görüş orda kalır. Ancak Atatürk’ün içindeki bu özlem sönmez.

 

ATATÜRK’ÜN BU ÖZLEMİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Ben bu konuyu ilk defa Marmara Üniversitesi’nin(İst.) 2005 yılında düzenlediği ‘Kültür Tarihimizde Gizli Diller ve Şifreler’ ana konulu sempozyumda ‘Atatürk Döneminde Kurt Sembolü’(1) başlıklı bildirimi sunduktan sonra tartışma bölümünde söz alan MÜ Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr.Emine Gürsoy Naskali’nin bir hâtırasını nakletmesi üzerine duydum. Kendilerine dedesi, eski Cumhurbaşkanı Celâl Bayar anlatmış. Anlatımdan sonra da epey heyecanlandım ve sonra aynı konu hakkında ORKUN dergisinde bir yazı yayımladım.(2) Fakat, 2007 yılında aynı konunun Atatürk’ün ölümünün 32. yıl dönümü(1970) dolayısı ile tarihçi, gazeteci ve yazar Enver Behnan Şapolyo’nun yazdığını, gazetedeki bir seri yazıdan öğrendim.(3) Burada kısa bir girişten sonra Enver Behnan Şapolyo’nun yazısının tamamı verildiği gibi, alındığı kaynak da vardı; ancak bu kaynak ana kaynak değildi. Bu kaynak ile temasa geçerek nihayet ana kaynağa ulaştım.(4)
Bu arada araştırmacı, yazar, gazeteci rahmetli Kemal Çapraz ile de görüştüğümde tarihçi yazar Cemal Kutay’ın da bu konuda bilgi sahibi olduğunu ve kendisine olayı aktardığını söyledi.
Aynı konuyu daha sonra bir internet sitesinde(5) okudum. Burada da C.Bayar’ın damadı, Prof.E.G. NASKALİ’nin babası Ahmet İhsan Gürsoy ile ‘10 Kasım Belgeseli’ hazırlığı sırasında yapılan bir röportajda bu konu geçiyor.
————————-
(1)Fahretin Savaş Konar,’Atatürk Döneminde Kurt Sembolü’, Kültür Rarihimizde Gizli Diller ve Şifreler (editörler:Emine Gürsoy Naskali-Erdal Şahin), Picus yayını, s.321-330, İstanbul-2008.
(2)Fahrettin Savaş Konar, ‘Bozkurtlu Türk Bayrağı’ORKUN dergisi, S.88,Haziran-2005,s.31-33.
(3)Kerrar Esat Atalay, ‘Atatürk, yeni devletin bayrağını gök bayrak olarak düşünmüştü’(Zaman Tüneli), Yeniçağ (gazetesi), 27.07.2007.
(4)Enver Behnan Şapolyo, ‘Atatürk ve Bayrak’ Türk Kültürü(dergi), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayını,C.IX,S.97, Ankara-1970,s.29-31.
(5)Zafer Yavuz Demirkaya, ‘Bayrağımız/Atatürk’ün Aklındaki Türk Bayrağı’
http://zaferyavuzdemirkaya.spaceslive.com/blog/ .

FAHRETTİN SAVAŞ KONAR

Paylaş:

Yorumlar

“11) ATATÜRK’ÜN TÜRK BAYRAĞINDA BOZKURT ÖZLEMİ” yazisina 3 Yorum yapilmis

  1. Yılmaz Karahan yorum tarihi 9 Ekim, 2011 01:02
  2. diyar21 yorum tarihi 14 Kasım, 2011 21:56

    ölmüsün arkasinda yalanlar dözmek cok kolay olmus artik.bilmiyende ataturki firaun sanarlar.oda siradan basarili ve politikacibir komutandi hepsi bukadar.ama insanlar bugün dösündügünü bile dahil, hemen diyiyorlar ataturk dösünmüs ve yapmis.eger insanlar bugün biraz daha cahil olsalardi, belkide utanmadan atatürki Allahda yaparlardi.

  3. Fahrettin Savaş Konar yorum tarihi 16 Aralık, 2011 03:41

    Öncelikle, uzun bir zamandan beri İstanbul dışında bulunduğum için yapılan yorumlara cevap veremedim; kusura bakmayın.
    Benim 26 Eylül 2011 ve 28 Eylül 2011 tarihlerinde yazdığım Atatürk ve Bozkurtlu Bayrak konusu üzerindeki -oldukça uzun ve kaynaklara dayalı- yazım üzerine Sn. Yılmaz Karahan’ın yorum olarak gösterdiği’Atatürk’ün Gönüllerde Öldürülmesi Harekâtı’ başlıklı 24 Mayıs 2009’da yazdığı yazı ile,aynı tarihte Mustafa Armağan tarafından Zaman gazetesinde yazılan[Atatürk ‘Bayrak İnkılâbı’ da yapmak istemiş] yazıyı da okudum. Her iki yazı benim buaradaki yazımdan evvel yazılmış ise de, Sn Karahan’ın yazıma yaptığı yorumda atıf olarak bu yazısını gösterdiği için benim yorumum aynı zamanda kendisinin bu yazısına da cevap şeklinde olacaktır. Şöylekİ:
    1)Mustafa Armağan’ın bu yazısında yadırganacak bir durum yoktur. Çünkü Türkler, kurdukları her yeni devlete, yeni bir bayrak seçmişlerdir ve bu durumu şimdiye kadar hiç kimse yadırgayıp tenkit etmemiştir. Türk tarihi içinde bir bütünün parçaları ve birbirinin devamı olmalarına rağmen; Hunlar’ın bayrağı ayrı, Göktürkler’in ayrı, Uygurlar’ın vb. ayrıdır. Hatta yakın dönem olarak Selçuklular’ın bayrağı ayrı, Osmanlı’nın ayrıdır. Hiç kimse neden Alpaslan’ın bayrağı, Osmanlı’nın bayrağı olmadı dememiş olduğu gibi, Osmanlı’nın kuruluşunda kullandığı ilk bayrak ile dağılışı sırasındaki bayrağı bile değişiktir. Onun için Atatürk: ‘Arkadaşlar! Zafer yakın… Yeni bir devlet kuruyoruz; yeni devlete yeni bir bayrak gerek’ diyebilmiştir ve bunda da yadırganacak hiç bir durum söz konusu olamaz.
    2)Yazınızın bir bölümünde’Atatürk’ün bu düşüncede olduğunu göstermek için bu kaynak yeterli olmadığı gibi bu kaynak bile değildir… Zira dergide bir anı veya dedikodu anlatılmıştır. Bana göre bu bilgi tamamiyle, Mustafa Kemal Atatürk’ü halkın nazarında ‘Mustfacık’ yapmaya yöneliktir.
    Atatürk’ün yaptığı tüm yeniliklerde ve devrimlerde, akla ve çağa uygun veriler esas alınmıştır… Atatürk akşam yemeklerinde dostları ile birlikte sohbetler yapar, fikirleri tartışırlardı. Tartışma sonucunda, araştırmaya uygun bir konu varsa, bunlar bilim adamlarına veya işin ehillerine incelenmesi hususunda havale edilirdi’ deniliyor. Bununla ilgili görüşlerim ise şöyledir:
    2.1)Enver Behnan Şapolyo’ya ait bu kaynak bir dedikodu olamaz ve yeterli bir kaynaktır. Çünkü Enver Behnan Şapolyo, Atatürk hakkında birçok ciddi eser vermiş ve Türk yazarları arasında saygınlığı bulunan bir kişidir.
    2.2)Yazının yayımı tarihinde olayın yaşandığı şekli gören Celâl Bayar henüz sağdır ve kendisi de yazısında bunu belirtip; ‘isterseniz sorabilirsiniz’ demektedir. Nitekim aynı konuyu Celâl Bayar’ın damadı Ahmet İhsan Gürsoy ile torunu olan Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali de doğrulamıştır.
    2.3) Aynı konuyu o dönemleri yaşayan tarihçi Cemal Kutay’ın da bildiği araştırmacı gazeteci Kemal Çapraz tarafından da doğrulanmıştır.
    2.4)En önemli noktalardan birisi de Şapolyo’nun bu yazısının yayımlanmasından günümüze kadar ‘bu olay olmamıştır’ şeklinde bir yazı veya tenkit yayımlanmamıştır.
    2.5)Yazının yayımlandığı Türk Kültürü dergisine gelince: 1960 İhtilâli’nden sonra Alparslan Türkeş tarafından kuruluşu sağlanan iki kültür müessesinden biridir. Son derece ciddi ilim adamlarının görev yaptığı ‘Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’ hakkında uzun bir yoruma girmeyeceğim. Ancak bu konuda aydınlanmak isteyenler, yakın dönemde bu kuruluşu kısa ve öz olarak kaleme alan Prof. Dr. A.Bican Ercilasun’un köşe yazısı ile Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın ‘Millî Düşüncenin Merkezleri ve Taşıyıcıları-1’ başlıklı köşe yazılarını okuyabilirler.(1)
    İşte, bu son derce ciddî ve ilmî eserler veren millî kültür merkezinin bir de aylık yayın organı olan Türk Kültürü dergisi vardı ve bu dergide yayımlanan yazıların güvenilirliği tamadır; dedikodu şeklindeki yazıların yayımlanması mümkün değildir. Zira, bu müessesede son derece titiz görev yapan, sahalarında uzman olan, saygı duyulan ilim adamlarının gözetiminde/denetiminde neşrediliyordu.
    Şimdi kalkıp bu dergiye ve burada yayımlanan bu yazıya ‘dedikodu’ demek; yazıyı kaleme alan Enver Behnan Şapolyo’ya, anlatan Ahmet İhsan Gürsoy’a, Prof.Dr. Emine Gürsoy Naskali’ye ve yayımlayan Türk Kültürü dergisi yönetici ve denetim kadrosuna büyük bir saygısızlık olur kanaatindeyim.
    2.6)Olay, yine Atatürk’ün dostları ile yaptığı bir gece sohbetinde ele alınmış ve tartışılmıştır. Dolayısı ile Atatürk’ün küçük düşürüleceğine dair bir tereddüte yer yoktur.
    ————————-
    (1)Prof.Dr. A. Bican Ercilasun, ‘Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’, Yeniçağ gazetesi, 12 Ekai 2011, s.12; Prof.Dr. Ümit Özdağ, ‘Millî Düşüncenin Merkezleri ve Taşıyıcıları-1’, Yeniçağ gazetesi, 18 Ekim 2011, s.9.

Yorum yap